• https://www.facebook.com/groups/164183427407945/

UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ GELENEKLERİMİZ SAYA TÖRENLERİ

 GÖDETTE SAYA TÖRENLERİ

 10,Şubat, 2013

                           (GÖDET) GÜLDERE Köyünün kendine has özelliklerinden birisi
                        olan saya; koyun çobanlarının, çobanlık ücretlerini
                        almak için, yılın belirli aylarında düzenlemiş oldukları
                        törenlere verilen isimdir.
                           Köyümüzün çobanlarının, şamanlık dönemlerine dayanan
                        geleneksel törenleri, her yılın, şubat ayının ikinci
                        yarısı içinde, diğer bir ifadeyle koç katımı günlerinden
                        başlayarak, yüzüncü günün sonunda, yani kuzuların anne
                        karnında tüylenmeye başladıkları güne kadar sürer.
                        Bu günlerde, her oba, ve mahallenin çobanları,
                        koyuncuların evlerine ve semt odalarına akşamları
                        gelirler; aşağıda başlangıç dörtlüğünü vereceğimiz
                        şiirleri okuyarak saya törenlerine başlarlar:
                        Selamün Aleyküm Bey evleri
                        Bir birinden yeğ evleri
                        Saya geldi duydunuz mu?
                        Selam verdi aldınız mı?
                        Koyunların döl zamanının yaklaşmakta olduğunun bir
                        müjdecisi olan bu mutlu günde, çeşitli deyişlerle
                        kendilerine müjdeler veren çobanlarına koyuncular, maddi
                        durumlarına göre, çeşitli yiyecek ve giyecekler hediye
                        ederler; bazı koyun sahipleri ve çoban ağaları da,
                        çobanların şerefine akşam ziyafeti hazırlayarak, onlara
                        ikramda bulunurlar.
                        Yenilip, içildikten sonra koyuncular, çeşitli sohbetler
                        ederlerken, seçilen bir çoban sırtında kepeneği, elinde
                        çomağı ve Kaması daha önce hazırladığı, adına Arap denilen
                        kişi ile birlikte içeri girer.
                        Arap denilen, ya çobanın on, onbeş yaşlarındaki oğlu
                        veya yamağı, ya da seçtiği uygun birisidir. Çoban
                        içeriye girmeden, seçtiği kişiyi Arap’a benzetebilmek
                        için, yüzünü isle siyaha boyar; üzerine de, Arabın ta
                        boynuna kadar gelen, büyükçe bir erkek şalvarı giydirir.
                        Bu şalvarın uçkuru arabın boynundan büzgülenmiştir.
                        Elleri de şalvarın içinde kalan arabın boynunda, bazı
                        yerlerinde, irili ufaklı koyun çanları vardır. Çanların
                        daha fazla ses yapması için, zıplayıp çırpınarak,
                        çobanın arkasından gelen arap, odaya girince ortaya ulu
                        orta yatıverir. Koca kepeneği içinde çoban da çomağına
                        dayanarak, yerde yatan arabın yanında durur ve sayayı
                        saymaya başlar.
                        Saya sayılırken, odada bulunanlardan uygun bir kişi, her
                        dörtlüğün sonunda “EYVALLAH’ der ki bu söz, çobanın
                        saydıkları deyişlerin topluca tasdik edildiği anlamına
                        gelir.
                        Çobanların saya sayması devam ederken, yerde yatan ara
                        sıra kımıldayarak çanlarını tıngırdatan, ağzı açık bir
                        vaziyetteki araba, herkes çeşitli hediyeler atar.
                        Çobana da uygun bahşiş ve hediyeler verilir, ya da o
                        sırada söz verilen bahşiş ve hediyeler ertesi gün
                        toplanır.
                        Böylelikle, her semtin ve her obanın
                        çobanı, bir veya birkaç akşam odaları, koyuncu evlerini
                        dolaşarak sayayı sayar. Araba verilen hediyeler arab ve     
                        çobana aittir. Törenlerde, çoban için toplanan bahşiş ve
                        hediyelerin biriktirilmesiyle ilgilenen semt
                        delikanlıları da, toplanan yiyeceklerden bir miktarınıda
                        alakoyar. Bunlardan ileriki günler için akşam yemekleri
                        hazırlatırlar. Bu yemekler, çobanda dahil olmak üzere
                        topluca ve mahalle odasında yenilir. Yemeklerde
                        sohbetler, eğlenceli oyunlarda oynanmak surteiyle adeta
                        bir bayram havası yaratılırdı.
                        Çobanın hakkını toplamak için, koyun sahiplerini
                        dolaşırken söyledikleri deyişlerden en meşhuru şudur                                                  Selamün Aleyküm Bey evleri

Birbirinden yeğ evleri

Saya saya sekiz aya

Koç katarlar dokuz aya

Saya geldi duydunuzmu

Selam verdim aldınızmı

Selamımı alasınız

Güğül güğül yayasınız

Bu saya iyi saya

Hem fakire hem zengine

Bu saya batıydı, Beğin Abdullah adıydı

 

Hü dedim hüü hü dedim hüü

 

Koyunun yüzünü yetirdik

Kuzunun tüyünü bitirdik

Güde güde elli güne getirdik

Birinden bin olsun koyunum.

Sağına yattı yozladı

soluna yattı kuzuladı

Döndü çarasını yaladı

Birinden bin olsun koyunum.

 

Ak koyunumun ağı var

Yüreğinde yağı var

Onu sağan gelinin

Ak bilekli kolu var

Hü dedim hüü hü dedim hüü.

 

Bir ala kuzu kuzuladı

Ak tekerek kuzusu var

Örtme kepenek ağılı var

Bu koyunları sağan kızların

Çığsalı kolları var.

 

Bahar gelir yaz gelir

Turna ile kaz gelir

Bu koyunları sağmaya

Kocaya gidecek kız gelir

 

HÜ dedim hüü hü dedim hüü...

      KAYNAK KİŞİ       KADİR GENÇYİĞİT(CERDALİNİN KADİR)

RİVAYET EDİLİRKİ YAKIN TARİHDE KÖYÜMÜZÜN EN İYİ SAYA TEMSİLCİSİ MERHUM BEĞİN ABDULLAH  DIR.



1690 kez okundu

Yorumlar

arab     12/02/2013 15:42

Resimdeki Arab kılığındaki köylümüzü bilen varmı.
Ali Gençyiğit

Teşekkürler.     10/02/2013 15:01

Sevgili Ali Gençyiğit böyle güzel bir şeye vesile olduğun için sana çok teşekkür ediyorum, Baban Kadir dayının da ellerinden öpüyorum.
Ali YILMAZ